Yazar: ALICIA EATON
Çeviren: Özge Şahintürk Açıkgöz
Elimizde sihirli bir çubuk olsaydı ve onu bir kerede sallayarak çocuklardan istediğimiz şeyleri onlara yaptırabilseydik, hayat çok da kolay olmaz mıydı? Şu zamanlarda birçok ebeveyn çocukların anne - babalarının dediklerini anlamakta ve uygulamakta zorlandığını itiraf ediyor. Çocuk Davranışları ve Duygusal Sağlık Uzmanı –ve aynı zamanda bir anne olan- Alice Eaton ebeveynlerce pozitif dilin nasıl kurulacağı hakkında anne babalara bazı ipuçları veriyor…

Modern çağda bir ebeveyn olmak oldukça yorucu ve dahası ağır bir iştir. Çocuğumuzla duygusal çatışmaya girmeden yıldız grafiği ve ödül sistemi kullanılabilir. Fakat bunlar cazibelerini hemen kaybeder ve hiçbir katkısı yoktur, üstelik masraflıdır da. Çocuğa dediklerimizi yaptırabilmek için çocuk dilini önemsememiz gerekir, asıl can alıcı nokta da tam olarak burasıdır.
Nörolinguistik Programlama (NPL) açıdan ebeveynler cümlelerle oynayarak ve bazı kelimeleri tercih ederek hayatı hem onlar için hem de kendileri için daha kolay kılabilirler. Nörolinguistik Programlamanın Dilsel İkna ve Etkileme stratejilerini birçok zaman televizyon reklamcıları, satıcılar, emlakçılar ve politikacılar kullanır. Onlar hedef kitlesini bir yöne kitlemek için tek sırrın onları ikna etmek olduğunu bilirler ve çoğu zaman hedef kitle içinde olan biz de bunun farkına varamayız.
Düşünme ve konuşma edimini gerçekleştirdiğimiz vakitlerde beynimiz sürekli olarak soyut imgeler ve görseller üretir. Biz daha farkına varmadan bu imgeler ve görseller inanılmaz bir hızda zihnimizi harekete geçirir. Zihnimizde ortaya çıkan bu seslerin, tonların, imgelerin farkına varmamızın nedeni önemlidir çünkü vücudumuz ekseriyetle bu imgeleri ve görselleri bir emir, direktif ve yapılacak bir sonraki eylem olarak algılar.
Aklımızda “yapma, sakın, hayır, asla ve yasak” gibi olumsuz kelimelerin görsel bir karşılığı olmadığı için yalnızca kalan kelimelerle zihnimizde görsel üretiriz. Ne yazık ki, bu kalan kelimeler sıklıkla olmasını istemediğimiz şeyleri kapsamaktadır. Zihnimizdeki imgeler de “dokunmak” ve “vazo” gibi seslerden yada göstergelerden oluşur. Otomatik pilota geçmiş bir çocuk zihninde de tekrar edilen bu kelimeleri yaşamda tecrübe etmekten başka bir seçeneği yoktur: ve vazoya dokunulur.

Böyle bir olaydan sonra ebeveynlerin “Sağır mısın?”, “sana kaç kere onu yapmamanı söyledim?” Veya daha da kötüsü “Aptal mısın?” şeklinde söylenmelerini duymak nadir bir durum değildir. O halde şimdi biliyorsunuz. Bunlardan hiç biri değil. Bu aynı zamanda çocuğunuza yaklaşan bir sınav için “endişelenme” yada okula giderken “kitabını yanına almayı unutma” şeklinde hatırlatmanın hiç de iyi bir fikir olmamasının nedeni budur.
“Word that Works-How to Get Kids To Do Almost Anything" kitabında, kelimelerin davranışlarımız üzerinde nasıl ve neden böyle bir etkisi olduğunu açıklıyorum. Ebeveynlerin kesinlikle kullanmaması gereken bazı kelimeler vardır - çünkü işe yaramazlar!
Konu ister yemek seçme üzerine veya abur cubur krizi ile ilgili olsun, ister köpekler örümcekler böcekler, okula gitme veya sınavlar ile ilgili bir endişe veya korku olsun; isterse tırnak yeme veya parmak emme gibi kötü alışkanlıklar, güven eksikliği veya utangaçlık olsun, Alicia ebeveynlerin ne söyleyip ne söylememeleri gerektiğini kolayca öğrenebileceklerine inanıyor.

Comments